Şermin DİNÇEL (Üye)

Şermin DİNÇEL (Üye)

Sumi-e

1997’de İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinden mezun oldum. Birkaç yıl klinik, on üç yıl da özel bir firmada profesyonel hayatın ardından içimde daima taşıdığım sanat ve yaşama dair yoğun ilgimi Sumi-e ile birleştirme fırsatını yakaladım.

2014 yılında Japon Sanat Merkezinde (JSM) ilk Türk Sumi-e sanatçısı olan hocamız Aynur Küçükyalçın ile eğitimime başladım. Dört yıl temel eğitimimi aldıktan sonra halen JSM'deki atölyelere eğitmen olarak katılıyorum.
Beni sumi-e ye iten ilk düşünce ‘’meditasyonun sanata bürünmüş hali’’ olmasıydı. Araştırmalarımı yaparken, bu resim tarzının Zen manastırlarında rahiplerin yaptığı meditasyonun bir parçası olduğunu öğrendim. Aynı zamanda sumi-e fırçası (fude) bir samurayın kılıcını, kağıdı ise (washi) hayatı sembolize ediyordu. Japon kültüründeki yalınlık , sadelik ve kalıcılık da bir diğer ilgimi çeken konuydu.

Bu sanata adım attığım ilk günden itibaren, sadece estetik bir resim yapmayı öğrenmeyeceğimi anlamıştım. Günümüz dünyasının aşırılığına, karmaşasına ve hızına inat sumi-e sakin kalabilmek, ana odaklanmak, andaki güzelliklerin farkında olarak dingin kalabilmek öğretisini barındırıyordu. İçine girdikçe, felsefesini öğrendikçe sumi-e nin gerçekten inanılmaz meditatif bir yanı olduğunu anlayarak görünen estetiğin arkasında, görünmeyeni de farketmenin ayrıcalığını yaşadım. Sumi-e kelime anlamıyla her ne kadar mürekkep resmi demek ise de aslında ‘’ruhun, duygunun resme yansıtılması’’ anlamını taşımaktaydı.

Fırça, mürekkep ve kağıtla kurduğum ilişkide, minimum fırça darbesinin, yani ‘’az’’ ın çok şey ifade edebileceğini, resmettiğiniz alanda boşluklar bırakmanın önemini, ’’ düşünmek ‘’için kendinize olduğu kadar o resme bakan kişiye de alan yaratmanız gerektiğini, ve yapılan hataların geri dönüşsüzlüğünü ‘’kabul etmeyi’’ hatırlatıyordu bana sanki..
Bakan göz ise kendi içselliği doğrultusunda anlayabiliyor bunu..
Özetle, yaşam felsefemle bu kadar uyumlu olan bu sanat dalıyla iç içe olmak beni gerçekten mutlu kılıyor.

Kağıtları, boyası fırçası..,

Başlamadan önceki hazırlık ritüelleri...

Duyguyu resmettikten sonra geriye kalan boşlukta kaybolmak...

Doğa harikalarının kokusunu duyumsamak...

Yarım kalmış zannedilenin aksine, bakan kişiye, bir dalın ait olduğu o ağacı hissettirebilmek...

Son olarak, bu yolculukta bana rehber olan değerli öğretmenlerim Aynur Küçükyalçın ve Erdal Küçükyalçın’ a sonsuz teşekkürü bir borç bilirim….

Online Kamagra oral jelly 100 mg satın al Online Levitra 20 mg satın al http://disomaq.recynet.com/prozes.html